Avrupa Devletlerinin Ege Adaları Üzerine Planları
Londra Barış Antlaşması'nın imzalanmasından az sonra büyük devletlerin adalar konusundaki eğilimleri ve niyetleri ortaya çıkmaya başlamıştı. İngiltere Dışişleri Bakanı Sir Edward Grey, 10 Haziran 1913 günü düşüncelerini Fransa'ya açıkladı. Buna göre, Çanakkale Boğazı'nın hemen ağzındaki Gökçeada ile Bozcaada Osmanlı Devleti'ne geri verilmeli, öteki adalar ise Yunanistan'a bırakılmalıydı. Adalar meselesi Güney Arnavutluk meselesine bağlanmalı ve bu iki mesele birlikte çözümlenmeliydi. Yani, Güney Arnavutluk sınırını boşaltmasına karşılık olarak, Gökçeada ve Bozcaada dışındaki öteki Ege adaları Yunanistan'a bırakılmalıydı.
İngiltere, Aralık 1913'de Ege adalarının Yunanistan'a verilmesi için resmen harekete geçti. Altı büyük devlet arasında yapılan gizli görüşmeler sonucunda alınacak ortak karar daha sonra Türkiye'ye duyurulacaktı. Bu arada, Paris'in ünlü Le Temps gazetesi İngiliz planını ele geçirerek yayınladı. Haber, doğal olarak Türkiye'de büyük tepki uyandırdı. Sadrazam, ağır bir dille İstanbul'daki İngiliz Büyükelçisine: "İngiliz Hükûmeti Türkiye'nin yokedilmesini istiyor" dedi. İngiliz planını hiçbir zaman kabul etmeyeceklerini ve adalar yüzünden Türkiye'nin eninde sonunda savaşa gireceğini söyledi.
Osmanlı Devleti'nin Londra Büyükelçisi Tevfik Paşa da İngiltere Dışişleri Bakanlığı'na bir nota verdi. Osmanlı Devleti, İngiliz tasarısını toptan ve önceden reddediyordu. Çanakkale Boğazı'na ve Anadolu kıyılarına yakın adaların Yunanistan'a verilmesini kabul etmeyecek ve bu adaları geri almak için bütün gücünü ortaya koyacaktı.
Londra Büyükelçisi Tevfik Paşa'nın yanısıra, Berlin, Paris, Roma, Viyana ve Petersburg'daki Osmanlı büyükelçileri de üstüste girişimlerde bulunarak büyük devletlerin İngiliz önerileri yönünde karar vermelerini önlemeye çalıştılar, ama bu girişimler etkisiz kaldı. Almanya, Avrupa devletleri arasında ikilik oluşturmamak için İngiliz planına karşı çıkmayacağını bildirdi. Avusturya ile İtalya da, müttefikleri olan Almanya'dan ayrılmak istemiyorlardı. Fransa ise zaten İngiliz planını önceden kabul etmişti. İngiliz planına karşı biraz da olsa Rusya direndi. Rusya, Çanakkale Boğazı önündeki Gökçeada ve Bozcaada'dan başka Limni ve Semadirek adalarının da Türkiye'ye bırakılması gerektiği görüşündeydi. Ancak İngiltere karşısında Rusya da geriledi.
Sağlanan görüş birliği üzerine, 14 Şubat 1914 günü altı büyük devletin Ege adaları konusundaki ortak kararları bir nota ile Babıâli'ye bildirildi. Gökçeada, Bozcaada ve Meis Osmanlı Devleti'ne bırakılıyor, Yunan işgalindeki öteki adalar ise Yunanistan'a veriliyordu. Yunanistan bu adaları silahlandırmayacak, tahkim etmeyecek, askerî amaçlarla kullanmayacaktı. Adalar ile Anadolu arasında kaçakçılığı önlemek için de etkin tedbirler alacaktı[16].
Büyük devletler, aynı nitelikte bir notayı 13 Şubat 1914'de Atina'ya verdiler. Nota ile Ege adalarının Yunanistan'a verildiğini, ancak Yunanistan'ın da Güney Arnavutluk'tan çekilmesi gerektiğini bildirdiler.
Babıâli, bunun üzerine 15 Şubat 1914 tarihinde büyük devletlere bir nota göndererek, bu karara itiraz etti. Fakat onlardan olumlu bir cevap alamadı. Bundan sonra meseleye diplomatik yollarla çözüm aramaya girişti. Ancak bu alanda da bir sonuca ulaşamadan Birinci Dünya Savaşı başladı. Böylece Ege adaları İtalya ve Yunanistan'ın elinde kaldı[17].