 207,0 Kb / 24 sayfa
ilk ortaya çıkış şekliyle ele alınacak olursa, ülkemizin dış borç krizleriyle karşı karşıya kalması hiç ummadığı bir zamanda ve şartlarda olmuştur. cumhuriyet öncesinde 1854 yılında başlayan borçlanma zinciri 1954 yılında yüz yıllık acı bir tecrübeyle kırılabilmiştir. ancak 1950’li yıllarda başlayan yeni borçlanma zinciri 40 yıllık bir maziyle kalınlaşarak devam etmiştir.
dış borçlanma ile, ekonomimizin kapitalist dünya ekonomisi ile bütünleşmesini sadece 19.yüzyıla mal ederek başlatmak hatalı olur ki bunun temellerinin 17. yüzyıla, hatta 16. yüzyıla kadar dayandığını görüyoruz. bu da dönüşü olmayan yolda yürümek üzere atılan adımları beraberinde getirecektir.
çalışmanın başında birçok fetihler ve savaşlarla başarılar, ıslahatlarla sonuçlar alan osmanlı devleti’nin 15.yüzyıl ile 19.yüzyıl arasını kapsayan iktisadi durumunu vermeye çalıştım. devam eden bölümde dış borç alma teşebbüslerine ortam hazırlayan olaylar ve bu konuda osmanlı-batı ilişkilerini ele alırken; düyûn-ı umûmiyye idaresi’nin kuruluşu,görevleri,gelirleri, diğer müesseselerle olan ilişkisi ve düyûn-ı umûmiyye idaresi’ni hazırlayan muharrem kararnamesi ile düyûn-ı umûmiyye sonrası devam eden borçlar,cumhuriyet’le birlikte t.c. devleti’ne devredilen osmanlı iktisadi yapısı, t.c.devleti’nin ekonomik gayelerini vermeye çalıştım. çalışmanın sonunda ise genel bir değerlendirme ve yorumu bulabilirsiniz.
selçuklu devleti’nden sonra xıv. yüzyıl başlarında anadolu’ya gelip yerleşen,yükselen ve büyük devlet kuran, dünya imparatorluklarından biri olarak önemli bir yer işgal eden osmanlı devleti,ulaştığı medeniyet seviyesi ile döneminin en ileri örneğini vermektedir. siyasi ve idari teşkilatında en muntazam sistemini kurmuştur. bu muntazamlığı ekonomik ve kültürel seviyesinde de devam etmiştir. her seferinde dış devletlerden gelen tehlikeler,ülke kayıpları,bu devletlerin osmanlı içişlerine karışmaları,aynı zamanda ekonomik istismara yönelmeleri, osmanlı devleti’nin çöküş devrinin karakteristik vasfı olmuştur.
|